RV .ıllı. RockVizyon.com
Hoş Geldiniz.

RockVizyon (RV) yeni yüzü, yeni vizyonu ve bütün yenilikleriyle tekrar sizlerle beraber! Sitemizde aradığınız herşeyi bulabilirsiniz, hayata dair herşey! Sitemizi kullanabilmek için (ücretsiz) üye olabilirsiniz. Tek yapmanız gereken şey "Kayıt ol" butonuna tıklamanız.

Join the forum, it's quick and easy

RV .ıllı. RockVizyon.com
Hoş Geldiniz.

RockVizyon (RV) yeni yüzü, yeni vizyonu ve bütün yenilikleriyle tekrar sizlerle beraber! Sitemizde aradığınız herşeyi bulabilirsiniz, hayata dair herşey! Sitemizi kullanabilmek için (ücretsiz) üye olabilirsiniz. Tek yapmanız gereken şey "Kayıt ol" butonuna tıklamanız.
RV .ıllı. RockVizyon.com
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Galeri


Şizofren Aşka Mektup Empty
Similar topics
    En son konular
    » 28-29 AĞUSTOS DOROCK HAFTASONU PROGRAMI
    Şizofren Aşka Mektup Soncev11C.tesi Ağus. 28, 2010 7:15 am tarafından Dorock Bar

    » DOROCK HAFTASONU ETKİNLİKLERİ
    Şizofren Aşka Mektup Soncev11Cuma Ağus. 27, 2010 7:27 am tarafından Dorock Bar

    » 26 AĞUSTOS PERŞEMBE
    Şizofren Aşka Mektup Soncev11Perş. Ağus. 26, 2010 6:38 am tarafından Dorock Bar

    » Heaven Can Wait / Metalcore
    Şizofren Aşka Mektup Soncev11Çarş. Ağus. 25, 2010 7:43 am tarafından woundedrider

    » Heaven Can Wait / Metalcore
    Şizofren Aşka Mektup Soncev11Çarş. Ağus. 25, 2010 7:42 am tarafından woundedrider

    » 25 AĞUSTOS ÇARŞAMBA - SST @ DOROCK
    Şizofren Aşka Mektup Soncev11Çarş. Ağus. 25, 2010 6:23 am tarafından Dorock Bar

    » 24 AĞUSTOS SALI 22:30 - OKBAND
    Şizofren Aşka Mektup Soncev11Salı Ağus. 24, 2010 7:20 am tarafından Dorock Bar

    » 23 AĞUSTOS PAZARTESİ 22:00 - 70LİK
    Şizofren Aşka Mektup Soncev11Ptsi Ağus. 23, 2010 7:03 am tarafından Dorock Bar

    » DOROCK 22 AĞUSTOS PAZAR 22:00 KIRMIZI
    Şizofren Aşka Mektup Soncev11Paz Ağus. 22, 2010 9:18 am tarafından Dorock Bar

    Giriş yap

    Şifremi unuttum

    Kimler hatta?
    Toplam 5 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 5 Misafir

    Yok

    [ Bütün listeye bak ]


    Sitede bugüne kadar en çok 185 kişi C.tesi Tem. 29, 2017 3:57 am tarihinde online oldu.
    28-29 AĞUSTOS DOROCK HAFTASONU PROGRAMI

    C.tesi Ağus. 28, 2010 7:15 am tarafından Dorock Bar

    Merhaba Arkadaşlar,

    Yeniliklerle devam ediyoruz.
    Basketbol Dünya Kupası Maçları Dorock Bar'da dev ekranda gösterilecektir.

    Haftasonu programımız ise şu şekilde olacak:


    28 AĞUSTOS CUMARTESİ

    21:00 - RAZOR

    Şizofren Aşka Mektup RAZOR

    Razor, thrash heavy metal ağırlıklı bir cover grubudur. Grubun hedefi, repertuarları doğrultusunda her tür metal müzikten …

    [ Okuma komple ]

    Yorum: 0

    DOROCK HAFTASONU ETKİNLİKLERİ

    Cuma Ağus. 27, 2010 7:27 am tarafından Dorock Bar

    DOROCK BAR - CUMA VE HAFTASONU PROGRAMI

    CUMA

    21:00 - ROXTREME

    Şizofren Aşka Mektup ROXTREME

    Barış Bal - Lead Vocals
    Erdem Karaman - Electric Guitars
    Aytek Can - Electric Guitars & Backing Vocals
    Koray Dinçalp - Bass Guitars & Backing Vocals
    Ozan Oğuz - Drums
    Arda Özüpek - Keyboards
    Elif Karacan - Photographer
    Özgehan Özturan - Tone Meister



    [ Okuma komple ]

    Yorum: 0

    26 AĞUSTOS PERŞEMBE

    Perş. Ağus. 26, 2010 6:38 am tarafından Dorock Bar

    PERŞEMBE
    23:00 - YUSUF UĞURER BAND

    Şizofren Aşka Mektup YUSUF

    Lirik Tenor ses rengiyle, özellikle David Coverdale,Robert Plant,Ian Gillan ve Ronnie James Dio'nun vokallerini seslendiriş tarzı ve becerisiyle hafızalara kazınmıştır. Kendi şarkılarının yanısıra, günümüz Türkçe/İngilizce Rock ve Pop Rock şarkılarından, 70, 80 ve 90'lı yılların hit olmuş Hard Rock …

    [ Okuma komple ]

    Yorum: 0

    25 AĞUSTOS ÇARŞAMBA - SST @ DOROCK

    Çarş. Ağus. 25, 2010 6:23 am tarafından Dorock Bar

    25 AĞUSTOS ÇARŞAMBA
    23:00 - SST

    Şizofren Aşka Mektup SST

    Vokaller : Gülay Erol
    Gitar ve Geri Vokal :Tanıl Çağdaş
    Klavye : Arda Özüpek
    Bas : Can Yücel Korkut
    Davul : Çağlar Aytan

    2010; Tam Playlistimiz!

    Bruce Dickinson - Tears Of A Dragon
    Deep Purple - Black Night
    Deep Purple - Highway Star
    Deep Purple – Perfect Strangers
    Deep Purple – Smoke On The Water


    [ Okuma komple ]

    Yorum: 0

    24 AĞUSTOS SALI 22:30 - OKBAND

    Salı Ağus. 24, 2010 7:20 am tarafından Dorock Bar

    24 AĞUSTOS SALI

    22:30 - O.K.BAND

    Şizofren Aşka Mektup OKBAND

    "Blues" çatısı altında varolan her tarzda (shuffle, rock 'n' roll, oniki sekiz, soul vs.) çalar, söyler.
    Repertuarında 120 adet; Shuffle Blues, Rhythm & Blues, 12/8 Blues, Funky Soul, Blues Rock ve Rock'n'Roll şarkı barındırır.
    Suat Aktar - Ritm Gitarcı, Şarkıcı
    Berkant Çelen - …

    [ Okuma komple ]

    Yorum: 0

    23 AĞUSTOS PAZARTESİ 22:00 - 70LİK

    Ptsi Ağus. 23, 2010 7:03 am tarafından Dorock Bar

    23 AĞUSTOS PAZARTESİ 22:00 - 70LİK

    70LİK Ne yapar, Ne çalar?

    Şizofren Aşka Mektup 70lik

    2006 mayısında kurulan grubumuz, adından da anlaşıldığı gibi 70'leri coverlayıp 70'lik içiyor.
    Amacımız, rock müziğini kökenlerinden alıp geldiği noktaya kadar dinleyicimize sunmaktır. Grup
    üyeleri, 70'lik grubunda buluşmadan önce değişik gruplarda görev almışlardır. …

    [ Okuma komple ]

    Yorum: 0

    DOROCK 22 AĞUSTOS PAZAR 22:00 KIRMIZI

    Paz Ağus. 22, 2010 9:18 am tarafından Dorock Bar

    PAZAR:

    22:00 - KIRMIZI

    Şizofren Aşka Mektup KIRMIZI-1

    Kan, ateş, aşk, şehvet, öfke, heyecan, güç, cesaret ve tehlike…Hepsinin rengi aynı;
    Karakterlerini KIRMIZI olarak betimleyen grup yırtıcı, sert ve cesur duruşlarını müziklerine de yansıtıyor.
    Enerjik sahne performansları ve güçlü soundları ile 2010 yılını kırmızıya boyamaya hazırlanan grup 2005 yılında …

    [ Okuma komple ]

    Yorum: 0

    DOROCK 21 AĞUSTOS CUMARTESİ PROGRAMI

    C.tesi Ağus. 21, 2010 6:56 am tarafından Dorock Bar

    CUMARTESİ

    22:30 - RAZOR

    Şizofren Aşka Mektup RAZOR

    Razor, thrash heavy metal ağırlıklı bir cover grubudur. Grubun hedefi, repertuarları doğrultusunda her tür metal müzikten örnekler verebilmek ve her tür metal müzik dinleyicisine hitap edebilmektir. Grubun temelleri aslen 2007 mayısında atılmıştır fakat türlü kadro değişiklikleri ve repertuar problemleri …

    [ Okuma komple ]

    Yorum: 0

    20 AĞUSTOS CUMA @ DOROCK

    Cuma Ağus. 20, 2010 7:33 am tarafından Dorock Bar

    CUMA

    21:00 - ROXTREME

    Şizofren Aşka Mektup ROXTREME

    Barış Bal - Lead Vocals
    Erdem Karaman - Electric Guitars
    Aytek Can - Electric Guitars & Backing Vocals
    Koray Dinçalp - Bass Guitars & Backing Vocals
    Ozan Oğuz - Drums
    Arda Özüpek - Keyboards
    Elif Karacan - Photographer
    Özgehan Özturan - Tone Meister

    00:30 - ELECTRIC CIRCUS

    Şizofren Aşka Mektup …

    [ Okuma komple ]

    Yorum: 0

    ÇARŞAMBA @ DOROCK BAR

    Çarş. Ağus. 18, 2010 8:04 am tarafından Dorock Bar

    ÇARŞAMBA
    23:00 - SST

    Şizofren Aşka Mektup SST

    Vokaller : Gülay Erol
    Gitar ve Geri Vokal :Tanıl Çağdaş
    Klavye : Arda Özüpek
    Bas : Can Yücel Korkut
    Davul : Çağlar Aytan

    2010; Tam Playlistimiz!

    Bruce Dickinson - Tears Of A Dragon
    Deep Purple - Black Night
    Deep Purple - Highway Star
    Deep Purple – Perfect Strangers
    Deep Purple – Smoke On The Water
    Deep Purple – …

    [ Okuma komple ]

    Yorum: 0

    17 AĞUSTOS SALI OK.BAND @ DOROCK

    Salı Ağus. 17, 2010 6:21 am tarafından Dorock Bar

    SALI

    22:30 - O.K.BAND

    Şizofren Aşka Mektup OKBAND

    "Blues" çatısı altında varolan her tarzda (shuffle, rock 'n' roll, oniki sekiz, soul vs.) çalar, söyler.
    Repertuarında 120 adet; Shuffle Blues, Rhythm & Blues, 12/8 Blues, Funky Soul, Blues Rock ve Rock'n'Roll şarkı barındırır.
    Suat Aktar - Ritm Gitarcı, Şarkıcı
    Berkant Çelen - Gitarcı
    Fehmi …

    [ Okuma komple ]

    Yorum: 0

    DOROCK 16 AĞUSTOS P.TESİ 22:00 - 70LİK

    Ptsi Ağus. 16, 2010 7:24 am tarafından Dorock Bar

    PAZARTESİ
    22:00 - 70'LİK

    Şizofren Aşka Mektup 70lik

    2006 mayısında kurulan grubumuz, adından da anlaşıldığı gibi 70'leri coverlayıp 70'lik içiyor. Amacımız, rock müziğini kökenlerinden alıp geldiği noktaya kadar dinleyicimize sunmaktır. Grup üyeleri, 70'lik grubunda buluşmadan önce değişik gruplarda görev almışlardır. İnandıkları müziğin her zaman arkasında …

    [ Okuma komple ]

    Yorum: 0

    Dorock 14-15 Ağustos Haftasonu Programı

    C.tesi Ağus. 14, 2010 7:39 am tarafından Dorock Bar

    DOROCK BAR'DA CUMARTESİ KONSERLERİ

    22:30 - RAZOR

    Şizofren Aşka Mektup RAZOR

    Razor, thrash heavy metal ağırlıklı bir cover grubudur. Grubun hedefi, repertuarları doğrultusunda her tür metal müzikten örnekler verebilmek ve her tür metal müzik dinleyicisine hitap edebilmektir. Grubun temelleri aslen 2007 mayısında atılmıştır fakat türlü kadro değişiklikleri ve …

    [ Okuma komple ]

    Yorum: 0

    Dorock bar 13 Ağustos Cuma 21:00 Roxtreme - 00:30 Electric Circus

    Perş. Ağus. 12, 2010 10:38 am tarafından Dorock Bar

    CUMA

    21:00 - ROXTREME

    Şizofren Aşka Mektup ROXTREME

    Barış Bal - Lead Vocals
    Erdem Karaman - Electric Guitars
    Aytek Can - Electric Guitars & Backing Vocals
    Koray Dinçalp - Bass Guitars & Backing Vocals
    Ozan Oğuz - Drums
    Arda Özüpek - Keyboards
    Elif Karacan - Photographer
    Özgehan Özturan - Tone Meister

    00:30 - ELECTRIC CIRCUS

    Şizofren Aşka Mektup …

    [ Okuma komple ]

    Yorum: 0

    Dorock Bar 12 Ağustos Perşembe 23:00 Yusuf Uğurer

    Perş. Ağus. 12, 2010 6:34 am tarafından Dorock Bar

    PERŞEMBE
    23:00 - YUSUF UĞURER BAND

    Şizofren Aşka Mektup YUSUF

    Lirik Tenor ses rengiyle, özellikle David Coverdale,Robert Plant,Ian Gillan ve Ronnie James Dio'nun vokallerini seslendiriş tarzı ve becerisiyle hafızalara kazınmıştır. Kendi şarkılarının yanısıra, günümüz Türkçe/İngilizce Rock ve Pop Rock şarkılarından, 70, 80 ve 90'lı yılların hit olmuş Hard Rock …

    [ Okuma komple ]

    Yorum: 0

    Dorock Bar 11 Ağustos Çarşamba 23:00 - SST

    Çarş. Ağus. 11, 2010 6:50 am tarafından Dorock Bar

    ÇARŞAMBA
    23:00 - SST

    Şizofren Aşka Mektup SST

    Vokaller : Gülay Erol
    Gitar ve Geri Vokal :Tanıl Çağdaş
    Klavye : Arda Özüpek
    Bas : Can Yücel Korkut
    Davul : Çağlar Aytan

    2010; Tam Playlistimiz!

    Bruce Dickinson - Tears Of A Dragon
    Deep Purple - Black Night
    Deep Purple - Highway Star
    Deep Purple – Perfect Strangers
    Deep Purple – Smoke On The Water
    Deep Purple – …

    [ Okuma komple ]

    Yorum: 0

    Istatistikler
    Toplam 403 kayıtlı kullanıcımız var
    Son kaydolan kullanıcımız: seboist

    Kullanıcılarımız toplam 3611 mesaj attılar bunda 1249 konu

    Şizofren Aşka Mektup

    Aşağa gitmek

    Şizofren Aşka Mektup Empty Şizofren Aşka Mektup

    Mesaj tarafından _eFt3Lya_ C.tesi Ağus. 02, 2008 3:59 pm

    Gittin...


    Dudagima, çocuksu susuzlugumla asla doyamadigim öpücüklerinden birini kondurup gittin. "N'olur öyle bakma bana" dedin en son... Daha birkaç dakika önce, gözlerimde varliginla alevlenen yasam sevincinin yerine, boyun egmis, donuk ve daha simdiden hasretinle kavrulmus bir karanligi birakip gittin...



    Dolmustu zamanin...



    Yüregimdeki kum saatini, o göz açip kapayincaya kadar geçen "sen"den, sanki asirlarca tükenmek bilmeyen "sensizlige" tersyüz ederek gittin.



    Içimde, günlerdir yoklugunla zayiflamis, kalbi kupkuru kalmis ask çocugunu sevginle emzirme sarhosluguyla delirdigim su "üç saatin" içindeki yüzlerce "an"i "ani"ya dönüstürerek...



    Önce gözlerim öksüz kaldi yoklugunda. Sonra, nefesinin o bugulu sicakligindan mahrum kalan evimin rutubet kokulu duvarlari...



    Gittin...



    Iki askin arasinda saskin, ürkek ve çaresiz bir çocuk gibi savrulan kalbini cebine koyup, baska bir eve gittin uyumaya. Artik senin degildi evin,. "sizin"di. Benim özledigim o eski evin degildi gittigin...



    O eski ev... Oturup, zamanin o yagmursuz, o parça parça yüzüne bakarak, günesin bütün gün sadece yalayip geçtigi los pencerelerinde dalginligimizi biriktirdigimiz o ev...



    Susardik bazen... Ansizin, hesapsizca, belki de yorgun düserek... Akildisi bir hizla devinen imgelerin ortasinda, bir çig gibi ömrümüze yigilan anilardan birini seçip, dondurarak... Hayat, çok eskilerden gelen sonsuz bir ritüel gibi, bir gelenek gibi tekrar ederdi etrafimizda, umurumuzda olmadan...



    Elin çaya uzanirdi...



    Tenim dudaklarini özlerdi...



    Bir sözüm siirin olurdu... Demlenirdik.



    Gömüldükçe düslerin o büyülü uykusuna, askimin kalbimdeki ilahi melodisi çalinirdi kulaklarina birden. Nasil da ürkerdin. Karanliktan korkan bir çocugun teselli isligi gibi bölerdi sesin suskunlugumuzu...



    Ruhlarimizin biryerlerde bulustuguna, düslerimizin biryerde kesistigine inanmak istedigim bu hayattan çalinti anlari, beni bunun aksine inandirmaya çalisan bir sesle ve ilk önce hep sen bölerdin.



    Iste böyle anlarda yüzü daha da netlesirdi dünyaya gözlerinden bakan o yarali çocuklugunun...



    Iste ben en çok seni içimden dogru sevdigim böyle anlari severdim...



    Hayatin içinde seni barindirdigi her karesinde uzun uzun soluklar alarak, o günlük, o siradan ayrintilarini alabildigince büyütüp, içinde kaybolarak severdim seni... Odanin içinde, varligina yillardir asina oldugun bir esya gibi sessizce kaybolarak seni izlemek ve basinin üzerinden sonsuzluga akip giden düs bulutlarinda sekillenen her sözü, yüregimde senin için büyüttügüm siire misra yapip eklemekti seni sevmek...



    Sevmek hayatina taniklik etmekti benim için...



    Sabahlari evden çikmadan önce, uykundaki o en masum halini öpücüklere bogarken "gitme" diye sayiklayan sesine kiyamayip, patrona binbir yalanlar uydurarak sik sik ise gitmemekti seni sevmek...



    Sana kahvalti hazirlamakti. Özenle hazirlidigim sofraya istahla oturup, "Sen var ya, bir meleksin, neden seninle evlenmiyorum ki ben... Senden daha iyisini mi bulacagim" diyen muzip sözlerine sevinmek, belki de çocukça inanmakti... Ince ince kiyilmis, tabaga motif gibi islenerek dizilmis ve hep sevdigin gibi üzerinde zeytinyagi ve limon gezdirilmis domateslere, yaptigim mezelere duydugun minnete sasirmakti...



    Hayatina eklemekten çilginca zevk aldigim o sefkatli inceliklere duydugun minnete...



    Seni sevmek, bundan yillar önce, seni bir idol gibi içimde büyütüp, hayranligimin yavas yavas aska dönüsünü ürkekçe gizleyerek kaleme aldigim mektuplarima, ayni incelikle, ayni özlemle, ayni hayranlikla verdigin cevaplarina inanmamakti... Tüm israrlarina ragmen, bu essiz büyüyü bozmaktan çekinip, aylarca seni bir kez bile aramamakti. Sonra ansizin yollara düsüp, çocuklugumda kalbimde filizlenen sevdasi senin askinla yeseren bu kentin sokaklarinda izini sürmek, kendi sözlerinle "bu inceligin ve bu derin anlayisin yüzünü", yani o merak ettigin yüzümü, gözlerine tasimakti... Bulustugumuz cafede, aylarin günlerin telasi ve susuzluguyla, anlattigin seylerin hiçbirini algilamadan, sadece hayranlikla seni, o hepimiz gibiligini seyrederken, masanin altindan bir türlü çikartamadigin o telasli, o çocuk ellerinde kendini eleveren heyecanina inanamamakti...



    Seni sevmek, o gece raki içtigimiz köhne meyhaneden çikip yürüdügümüz sokaklarda, Nisan ayinda bir mucize gibi gökyüzünde dans eden kar tanelerinin Tanri'nin bu ask için gönderdigi bir isaret olduguna inanmakti...



    Seni sevmek kadinligimi, bedenimi ve hazzi ilk defa seninle kesfetmekti. 17 yildir sanki sadece senin için sakladigim bedenimi, en ufak bir tereddüt duymadan ve beklentisiz bir sarhoslukla sana sunmakti... Her dokunusunda kutsal bir ayinin o sicak ve tatli sarabini yudum yudum içer gibi...



    Seni sevmek, askin ugruna, ama senden izinsiz, baska bir kentteki hayatimi sifirlayip, yasadigin kente, yasadigin gögün altina, islandigin yagmurlarin altina gelip yerlesmekti. Senden baska, bu koca kentte bir basinalik ve kimsesizlikti seni sevmek... Sokaklarda tek bir tanidik simaya rastlamamaya alismakti güçlükle... Hücrelerimle beraber çogalan askini özgürce ve sinirsizca yasamak için ailemin sefkatli ve anlayisli kollarindan siyrilip kanatlanmak, yillanmis can dostlarin sevgisini çok uzaklarda birakmakti...



    Seni sevmek, yalnizligin soguk kollarindan biraz olsun siyrilip, nefes alabilmek için geceleri saatlerce tek basima Beyoglu'nun karanlik sokaklarinda kalabaligin soluguyla isinmaya çalismakti. Hiç tanimadigim insanlarin yüzünde senin yüzünü aramak, onlarin kaybetmis, umutsuz hayatlarinda yarali geçmisinin ve çocuksu düslerinin izlerini sürmekti...



    Seni sevmek, bu kentin tozlu, soluk isiklari ruhumu isirirken, ayni gecenin yildizlari altinda seni deliler gibi özlemekti... O geceyi de kollarinda geçirebilmeye seni ikna edebilmek için saatlerce sokaklarda dolasip, barlarda, kahvelerde oturup eve dönüsünü beklemekti... Bazen bu bekleyislerin sonu, yorgun düsmüs bedenimi sürükledigim evimde, o gece bir baska kadinin yaninda uyumana aglamak olurdu sabaha kadar... Ertesi gün bir sizofren gibi, hiçbir sey olmamis gibi tekrar seni sevmeye koyulurdum...sasirirdin.



    Çünkü, seni sevmek direnmekti sevgili... Güçsüz olani acimasizca yokeden bu kentin hoyratligina ve senin için artik inanmaktan çoktan vazgeçtigin, yasadigin hayalkirikliklariyla çok uzun zamandir kaybettigin o ask duygusunun gerçekliginin canli ispati olmaya direnmekti... Kalbine inançla ask tohumlari ekmekti seni sevmek... Sevmek o yitirdigin ask sarkisi adina sana umut vermekti...



    Seni sevmek, ait oldugun gökyüzünde seni özgür birakmakti... Koparmamakti kanatlarini... Ruhunun ve kaleminin tek besin kaynagindan, baska sevgilerin siirine ekledigi misralardan kiskançlikla seni mahrum etmeye yeltenmemekti...



    Sevmek, ruhumun tek sahibi olan seni sahiplenmemeye kanaya kanaya razi olmakti... Çocuksu bir saflikla tek vazgeçemeyeceginin ben olduguma kendimi inandirarak, hayatina boyun egmekti...



    Seni sevmek, bir babayi, bir canyoldasini hayatinin sonuna kadar yaninda oldugunu bildigin güvenilir bir dostu, ilgiye ve sefkate doymayan çaresiz bir küçük çocugu, ama en çok da tutkulu, kiskanç ve yüregi sonsuz maviliklere akan bir deli asigi sevmek gibiydi... Birgün ansizin, telefonda duydugun bir sese, ya da yeni tanistigin bir kadina asik oldugunu, sanki tepkimi ölçmek ya da seni nasil kiskandigimi görmek isteyen abartili bir heyecanla söylediginde, telasa kapilmamak, bunun gelip geçici bir duygu olduguna ve asla benden vazgeçemeyecegine inanmakti... Yine de içimdeki o kaçinilmaz endise ister istemez sarardi yüzümü... Sesim solugum kesilirdi birden... Iste, öyle anlarda beni simsiki sarip, tutkulu bir sevismenin ilk öpücüklerini dudagima kondururken, "Sen küçücük bir kizsin, biliyor musun" diyen sefkatli sesini severdim en çok... Ve aslinda ben dahil, hiç kimseye asik olamayacagini düsünür, hüzünlenirdim...



    Rüyalarimin gül kokusu...



    Sonra birgün aska açildi yüreginin sürgüleri...



    Sonra birgün siirlerin baska bir askin kokusuna büründü...



    Yikildi tabularin... Kirildi zincirlerin... Uzagima düstün..



    Bu defa farkliydi, hissetmistim. Yalniz bedenini degil, ruhunu da paylasmaya baslamistin bir baska kadinla...



    Sonra sevmek yavas yavas kayisini izlemek oldu avuçlarimdan... Seni sevmek, sen sabaha karsi uyudugumu sanarak yanimdan kalkip bir baska yürekle telefonda özlem giderirken, içimde kopan firtinalari susturmaya çalismak oldu sessizce...



    Habersizce kapini çaldigim o gün, kapinda kalip, içeri girememek oldu...



    O güne kadar hiç olmazsa bana karsi dürüst olmanla, yasadiklarini benden gizlememenle, yalan söylememenle avunuyordum... Ama bir baskasini incitmemek, üzmemek için ondan gerçekleri gizledigini, yalanlarla da olsa onu korudugunu farkedince bu avuntu da terketti beni... Yalanlarini bile kiskanir oldum.



    Neden dürüst olmak için beni seçmistin sanki... Gerçegin acimasiz zindanlarinda neden beni kilitli birakmistin...



    Ne çok düsündüm bu sorularin cevaplarini... Ne çok sorguladim kendimi, nerde hata yaptigimi, neyi eksik biraktigimi...



    Kadinca oyunlardan haberim olmadi hiçbir zaman. Seçtigin yasam biçiminden koparmak, seni soluksuz birakmak demekti benim için. Hatam seni bir mülk gibi sahiplenmemek miydi? Acaba istedigin bu muydu? Seni yanlis mi tanimistim?.. Bana hep, ne kadar asil bir yüregim oldugunu söyler dururdun... Isyanim, kalbimin ezilmis parçalarinin üstünü örtüp, sessizce çekip kapini çikmak olurdu en fazla...



    Yalniz kalmak istedigini daha sen söylemeden yüzündeki bulutlardan hisseder, çikip giderdim... Özür diler gibi bir sesle, onun gelecegini söylediginde, sessizce çikip giderdim... Karsinda ben otururken, onunla saatlerce telefonda konustugunda çikip giderdim... Hep giderdim...



    Bu onurlu tavrimdi belki de ezen yüregini... Vazgeçemedigin tek yanim buydu belki...



    Sonra, sevmek yarali kadinligimi baska yüreklerle avutma yanilgisina kapilmak oldu... Buna hakkim oldugunu söyleyip dursan da, biliyorum, aslinda içten içe hiç affetmedin beni... Sen çoktan parçalanmistin zaten... Benim de yüregimi böldügümü düsünmek sana bile agir geldi... Oysa ben, seni degil, kendimi cezalandiriyordum baska bedenlerde... Ruhumu kemiren bu deli aski cezalandiriyordum... Bunu anlamadin mi sevgili?



    Sevmek seni degil çocuklugumu, düslerimi, kendimi aldatmak olmustu artik... Bana baglanan masum asklari seninle aldatmak olmustu... Kimseye veremedim yüregimi. Ne zaman baksalar içime, yüregimin kirik aynasinda kendilerinin degil, senin yüzünün aksini gördüler hep. Sessizce çekip gittiler. Farketmedim bile gittiklerini...



    Gittin...



    Seni sevmek, bensiz akip giden hayatina bir yabanci gibi uzaktan bakmak oldu çoktandir... O çocuk ellerinin, bir baskasinin saçlarinda gezindigini, aniden özlemle sarilip bir baska yüzü öpücüklere bogdugunu, sabahlari uykunda bir baska kadina sarilip bir baska yüzü öpücüklere bogdugunu, sabahlari uykunda bir baska kadina "gitme" diye sayikladigini düsünmek oldu, seni sevmek... Geceleri, kokuna hasret yatagimda ter içinde uyanmak, kendimin bile affedemedigi bir bencillikle, kalbindeki tek askin benimki olmasi için gözyaslari içinde Tanri'ya yalvarmak oldu..



    Seni yasak bir ask gibi gözlerden uzakta, rutubetli duvarlar arasinda yasamak oldu, sevmek... Beni hayatindan disladigin için öfke nöbetlerine kapilip, bana bile yabanci gelen, hiç tanimadigim bir sesle sana bagirmak, haykirmak, aglamak, sonra pismanlikla affedip tutkuyla sana tekrar sarilmak oldu...



    Yabani bir ot gibi ruhumu sarip sarmalayan öfke ve kiskançlik duygulariyla benligimden uzaklasmayi kendime yakistirmamak, sikisip kaldigim bu karanlik dehlizde, kendi kalbimde, yalnizligimda, sensizligimde, kendi askimla delirmek oldu artik seni sevmek...



    Simdi, bu aciya bir son vermesi, kendisini terketmesi, sonsuzluga birakip gitmesi için birbirine yalvaran iki yüregiz artik... "Ayazda Iki Yürek" gibiyiz...



    Sen benim sizofren askimsin... Bense senin kanayan vicdaninim...



    Affet beni sevgilim... Verdigim sözleri tutamadim
    _eFt3Lya_
    _eFt3Lya_
    RockVizyon'un Fanı
    RockVizyon'un Fanı

    Kadın
    Mesaj Sayısı : 621
    Doğum tarihi : 07/07/90
    Yaş : 33
    Nerden : Edirne
    İş/Hobiler : Hemşire/
    Takım : Şizofren Aşka Mektup Fb1010
    Karalama Defteri : qözLerimde yanan o ı$ık çoktan söndü (!)
    eski co$kusu yok yüreğimin..
    ßedenim, bu kendinden nefret eden ruhu ta$ımak istemiyor (.)
    Ve ßir itiraf ; AsLa qöründüüm kadar qüçlü olamadm



    ^^Artk^^
    //Ne Sevmeyi İstioRm\\
    =>>Ne SeviLmeyi<<=
    ..ÇüNkü..
    *:hep yarım kaLDı sevmeLerm:*
    """ve"""
    >>hep SAHTEYDİ<<
    !!...SeveNLerm...!!
    Etkinlik : Sitemizin en çalışkan üyesi : Mujax
    Vizyon : RockVizyon.com Bağımlılık Yapar
    Sitedeki Ün : 0
    Puan : -40
    Kayıt tarihi : 03/04/08

    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    Sayfa başına dön

    - Similar topics

     
    Bu forumun müsaadesi var:
    Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz